İpli Kukla

Kukla Baş, kol, ayak gibi hareket etmesi gereken yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanıp perdenin üstünden özel sahnelerde oynatılan karton, tahta vb. şeylerden yapılmış bebeklere verilen ad.
Kukla, tek aktörlü, üç boyutlu, taklit ve söze, karşılıklı konuşmaya dayalı geleneksel seyirlik oyundur.
Türkçe oyuncak bebek anlamına gelen ve bugün Anadolu’da yaşayan korçak, kudurcuk, kaburcuk, koğurcak, kavırçak, lubet, vb. gibi isimlerle yaşayan kukla seyirlik oyunların en eskilerindendir. „Korkolçak“, „Çadır hayal“ (ipli kukla) adı ile yaşayan kukla Orta Asyada da aynı isimle yaşatılmakta ve Orta Asya’dan getirildiği sanılmaktadır.
Birçok Türk boyunda kendine özgü basit teknik içinde görülen ve 17. yüzyıldan beri Türkiye’de şehirlerde kukla adı ile bilinen oyun Anadolu’da köylüler arasında „bebek, çömce gelin, karaçör“ gibi isimlerle yaygındır. Konusu günlük yaşamdan ve edebi hikâyelerden alan kukla bir hareket ve hacim oyunudur. 14. yüzyıldan bu yana oynatıldığı bilinmektedir. Bu oyunun baş kahramanı „İbiş“ ve ihtiyardır. İbiş kurnaz ve hazırcevaptır. İhtiyar ise varlıklı bir kişidir.
El kuklacısı, küçük bir sahnenin ardından iki eliyle kuklaları karşılıklı konuşturur, oynatır. İpli kuklada ise sahnenin üstünden iplerle kuklaları hareket ettirir. Sahnenin üstünde kukla köprüsü denilen bir yerde vardır kuklacı buraya çıkarak kendisi gözükmeden kuklasını oynatır. Sözlü sözsüz kukla olabilir. Eğer kukla oyunu sözlüyse perdenin arkasında seslendirilir. Bir dönem kuklalar politik amaçlı kullanılmıştır. Ayrıca Hristiyan kiliselerinde dini konular kuklalar oynatılarak insanlara anlatılmaya çalışılmıştır.
Türkiye’de ipli kukla, el kuklası, araba kuklası, iskemle kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, baş kuklası gibi türlerle bilinen kukla sanatı 19. yüzyıl sonlarında önemini kaybetmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde sınırlı sayıda sanatçı yaşatmaya çalışmıştır.